Zulme rıza zulümdür; tarafdar olsa, zâlim olur.
  1. Anasayfa
  2. İslami Bilgiler
Trendlerdeki Yazı

Zulme rıza zulümdür; tarafdar olsa, zâlim olur.

0

Zulme Rıza Zulümdür: Bediüzzaman’ın Sözü Üzerine Bir Tahlil

Zulme rıza zulümdür; tarafdar olsa, zâlim olur; Tarih boyunca zulüm, insanlığın karşısına en büyük imtihanlardan biri olarak çıkmıştır. Zulüm, bir hakkın gasp edilmesi, adaletin çiğnenmesi, bir insanın veya topluluğun haksızlığa uğratılmasıdır. İslam ahlakı ve adalet anlayışı, zulmü her daim reddetmiş ve insanlara zulme karşı durmayı emretmiştir. Bu bağlamda Bediüzzaman Said Nursî’nin “Zulme rıza zulümdür; tarafdar olsa, zâlim olur.” sözü, bizlere çok önemli bir ders vermektedir.

Zulme Rıza: Sessiz Kalanın Suçu

Bu söz, zulme rıza göstermenin, zulmü bizzat işlemekle eşdeğer olduğunu ifade etmektedir. Bir insan, haksızlığa sessiz kalıyorsa veya zulmü yapanı destekliyorsa, o da zulmün bir parçası hâline gelir. Çünkü zulüm, sadece zalimin eylemiyle değil, mazlumun savunulmadığı ortamlarda da kök salar ve yayılır.

Kur’an-ı Kerim’de de zulme karşı çıkılması gerektiği vurgulanmıştır:

“Ey iman edenler! Allah için hakkı ayakta tutan, adaletle şahitlik eden kimseler olun!” (Nisâ, 4/135)

Bu ayet, adaleti ayakta tutmanın her müminin sorumluluğu olduğunu bildirmektedir. Adaletsizliğe göz yummak, onun yayılmasına ve kökleşmesine sebep olur.

Zulme rıza zulümdür; tarafdar olsa, zâlim olur.
Zulme rıza zulümdür; tarafdar olsa, zâlim olur.

Taraftar Olmak: Zalimleşmenin İlk Adımı

Bediüzzaman, sadece zulme sessiz kalmayı değil, ona tarafgirlik etmeyi de doğrudan zalim olmakla eşdeğer tutmuştur. Zulmü yapanın yanında durmak, onu alkışlamak, onun yöntemlerini meşru görmek, kişinin vicdanını kaybetmesine ve ahlaki değerlerinden uzaklaşmasına sebep olur. İnsan, zulme destek verdikçe adalet duygusunu yitirir ve zamanla zalimin safına geçer.

Hz. Peygamber (s.a.v.), zulmün her türlüsüne karşı durmuş ve şöyle buyurmuştur:

“Zalim de olsa mazlum da olsa kardeşine yardım et.” Sahabeler, “Ya Resulallah! Mazluma yardım ederiz, ama zalime nasıl yardım ederiz?” diye sorduklarında, Efendimiz (s.a.v.), “Onu zulmünden alıkoyarsınız, işte ona yardım etmek budur.” (Buhârî, Mezâlim, 4)

Bu hadis-i şerif, zulme karşı çıkmanın sadece mazlumu savunmakla değil, aynı zamanda zalimi zulmünden vazgeçirmeye çalışmakla da ilgili olduğunu göstermektedir.

Günümüzde Zulme Karşı Durmanın Önemi

Bediüzzaman’ın bu sözü, özellikle günümüz dünyasında da büyük bir anlam taşımaktadır. Haksızlıkların, adaletsizliklerin ve zulmün yaygın olduğu bir çağda, insanların bu tür kötülüklere karşı sessiz kalmaması gerekir. Medyada, siyasette, sosyal hayatta, iş dünyasında veya herhangi bir toplumsal olayda zulme karşı durmak, bireylerin ahlaki bir görevidir.

Bugün birçok insan, güçlünün yanında durarak veya menfaatleri gereği zulme göz yumarak bu hataya düşmektedir. Ancak tarih boyunca zulme rıza gösterenler, sonunda ya zulmün hedefi olmuş ya da vicdanen büyük bir pişmanlık yaşamışlardır.

Adaletin Safında Yer Almak

Bediüzzaman Said Nursî’nin “Zulme rıza zulümdür; tarafdar olsa, zâlim olur.” sözü, insanlığın en temel ahlaki prensiplerinden birini bizlere hatırlatmaktadır. Müslüman, her zaman adaletin tarafında olmalı, haksızlık karşısında susmamalı ve zulme destek vermemelidir. Çünkü zulüm, sadece zalimlerin değil, ona sessiz kalanların ve destekleyenlerin de omuzlarında yükselen bir kötülüktür.

Bu sebeple, hakkın ve adaletin safında yer almak, yalnızca bireysel bir erdem değil, aynı zamanda İslami ve insani bir zorunluluktur. Adaleti ayakta tutanlar, zulmü durdurabilir ve topluma gerçek huzuru getirebilirler. Unutmayalım ki, zulme rıza göstermek, insanın kendisini de zalim yapar ve tarih, zulme ortak olanları hiçbir zaman affetmez.

İlginizi Çekebilir
Gıybet Nedir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir