Son Nefese Kadar Kulluk: İbadette Sürekliliğin Sırrı
  1. Anasayfa
  2. İslami Bilgiler

Son Nefese Kadar Kulluk: İbadette Sürekliliğin Sırrı

0

“Ve’bud rabbeke hattâ ye’tiyekel yakîn.”
“Sana ölüm gelinceye kadar Rabbine ibadet et.”
(Hicr Suresi, 99. Ayet)

Giriş

Hayat, bir başlangıç ve bitiş çizgisi arasında verilen emanet süresidir. Bu sürenin en temel gayesi ise, Allah’a kulluk etmektir. Kur’an’ın bu kısa ama sarsıcı ayeti, bizlere kulluğun ne kadar ciddi ve kesintisiz bir sorumluluk olduğunu ilan eder: İbadet, ömürlük bir kulluktur. Tatil, ara, istisna kabul etmez.

1. İbadet Ömürlük Bir Davettir

Ayetin sonundaki “hattâ ye’tiyekel yakîn” ifadesi, ölüm anlamında kullanılmıştır. Yani Rabbimiz buyurur ki:
“Sen ölünceye kadar ibadetten ayrılma!”

Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurur:

“Amellerin en hayırlısı, az da olsa devamlı olanıdır.”
(Buhârî, Rikâk 18; Müslim, Salât 221)

Bu hadis, ibadette istikrarın önemini vurgular. Allah katında değerli olan, devamlı ve samimi yapılan ibadettir. Çünkü kulun Rabbiyle bağı, kesintisiz olmalıdır.

2. Risale-i Nur’da Bu Ayetin Yansıması

Bediüzzaman Said Nursî, bu ayeti özellikle ibadet psikolojisi ve kulluğun hikmeti açısından açıklar. Şöyle der:

“İbadet, hem dünya hem ahiret saadetine vesiledir. İbadetin neticesi cennettir. Fakat asıl gaye, rıza-yı İlâhîdir.”
(Sözler, 4. Söz)

Üstad, ibadetin bir ücret karşılığı yapılmadığını, Allah’ın emri olduğu için yapıldığını vurgular. Bu, kulluğu şartlara bağlı bir görev olmaktan çıkarır; hayatın gayesi haline getirir.

Yine der ki:

“İbadet, ruhun gıdasıdır. Nasıl ki yemek, bedenin hayatını temin eder; ibadet de ruhun kemalini temin eder.”
(Lem’alar, 11. Lem’a)

Bu ifade, ibadetin sadece bir görev değil, aynı zamanda bir ihtiyaç olduğunu gösterir. Kulluğu bırakmak, ruhu aç bırakmaktır. Öyleyse insan, ölüm gelinceye kadar ibadetle hayat bulmalıdır.

3. İbadetle Ölenin Hali

Kur’an ve hadislerde, ölüm anında hangi hâl üzere olunursa, insanın o hâl üzere diriltileceği haber verilir.

Resûlullah (s.a.v) şöyle buyurur:

“Nasıl yaşarsanız öyle ölürsünüz; nasıl ölürseniz öyle diriltilirsiniz.”
(Münâvî, Feyzu’l-Kadîr, 5/663)

Bu yüzden ibadette süreklilik, sadece dünyada huzur değil, ebediyet açısından da güvence sağlar. Namaz kılan, oruç tutan, zikreden bir kalp, son nefeste de Allah ile beraber olur.

4. Modern Hayatta Bu Ayetin Anlamı

Günümüzde birçok insan “emeklilikten sonra ibadete başlama”, “yaşlandıkça daha dindar olma” gibi anlayışlara sahiptir. Oysa bu ayet, kulluğun ertelenemeyeceğini bildirir.

Gençken yapılan ibadet, Allah katında çok daha kıymetlidir. Çünkü gençlikte nefsin arzuları güçlüdür. Bediüzzaman, gençlere hitaben der ki:

“Ey nefis! Bil ki, gençlik gidecek. Lezzetli hevesler, elemler bırakıp kaçacak. Madem öyle, o fani gençliği, bâki bir gençliğe çevirmek istersen, ibadete sarıl.”
(Gençlik Rehberi)

Sonuç: Kulluk Bir Yolculuktur, Durak Değil

Hicr Suresi’nin bu son ayeti, bize şu ilahi mesajı verir:

🟤 Durma! Kulluğa devam et.
🟤 Rabbini unutma ki, O seni unutmasın.
🟤 Ne zaman öleceğini bilmediğine göre, ibadeti asla bırakma.

İbadet, sadece secde etmek değil; hayatı Allah’ın istediği gibi yaşamak demektir. İşte bu bilinçle yaşanan bir ömür, ölümle şereflenir; dirilişle taçlanır.


Kaynaklar:

  • Kur’an-ı Kerim, Hicr Suresi, 99. Ayet
  • Buhârî, Rikâk 18; Müslim, Salât 221
  • Münâvî, Feyzu’l-Kadîr
  • Bediüzzaman Said Nursî, Sözler, 4. Söz
  • Lem’alar, 11. Lem’a
  • Gençlik Rehberi, Risale-i Nur
İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir