(Talâk 2-3. Ayetlerinin Işığında Bir Tevekkül ve Teslimiyet Makalesi)
“…Kim Allah’tan korkarsa (takvâ sahibi olursa), Allah ona bir çıkış yolu (mahreç) verir. Onu ummadığı yerden rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse, O ona yeter…”
(Talâk, 65/2-3)
Kur’an-ı Kerim’in bu iki ayeti, insanın Rabbine olan güveni, sorumluluğu, korkusu (takvâ) ve bu halin karşılığında elde edeceği manevî ve dünyevî lütufları muazzam bir şekilde özetlemektedir. Zira bu ayetler, müminin hayatında yolunu kaybettiği, çaresiz kaldığı, imkânsız gibi gördüğü zamanlarda ilahi yardımın nasıl tecelli edeceğine dair bir umut ve sabır rehberidir.
1. Takvâ: Allah’tan Korkmak Değil, O’nu Unutmamaktır
“Kim Allah’tan korkarsa” diye başlayan bu ayet, yüzeyde bir korkuyu işaret ediyor gibi görünse de burada kastedilen korku, haşyet ve takvâdır. Bu ise Allah’a karşı derin bir saygı, bilinç ve sorumluluk hissi taşımak demektir. Takvâ sahibi insan; Allah’ı unutmadan, emir ve yasaklarına riayet eden insandır.
▪ Hadislerde Takvâ:
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Allah’tan hakkıyla sakının. Eğer bir kötülük yaparsan hemen ardından bir iyilik yap ki onu silsin. İnsanlarla güzel geçin.” (Tirmizî, Birr, 55)
Takvâ sahibi bir mümin, sadece ibadet hayatında değil, insanlarla ilişkilerinde de dikkatli, ölçülü ve güzel huylu olur. Böyle bir insan, Allah’ın yardımını ve yönlendirmesini sürekli yanında hisseder.
2. “Ona bir çıkış yolu verir” — Mahreç Nedir?
Ayetin devamında gelen “Allah ona bir çıkış yolu verir” ifadesi, maddi ya da manevi sıkışıklıklar karşısında Rabbimizin bizlere beklenmedik bir rahatlama kapısı açacağını müjdeliyor. Bu bazen içinden çıkılamaz bir borcun hafiflemesiyle, bazen ruhsal bir sıkıntının ferahlamasıyla, bazen de kalbe gelen bir sabır gücüyle olabilir.
▪ Risale-i Nur’da Mahreç ve Takvâ:
Bediüzzaman Said Nursî, bu ayetin tefsiri mahiyetinde şunları ifade eder:
“Evet, rızıkta kanaat, manevî bir şükürdür ve rızkın bereketini celbeder. Hem kalbi şükran ve memnuniyetle doldurur. Hırs ise, rızkı kaçırır; hayattan lezzeti kaçırır.”
(Sözler, 23. Söz)
Burada da görüldüğü gibi, insan takvâ ve kanaat yolunu seçerse Allah ona rızıkta ve hayatta bir denge, huzur ve bereket ihsan eder.
3. “Onu ummadığı yerden rızıklandırır” — Rızık Sadece Ekmek Değildir
Bu ayet bize sadece maddi rızık değil, manevî lütufları da anlatır. Umulmadık yerden gelen huzur, bir dostun desteği, ani bir çözüm, beklenmeyen bir ilham ya da dua kapısının açılması… Bunların hepsi rızıktır.
▪ Hadis:
Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Kul, takvâya sarılırsa, Allah onun için her darlıktan bir çıkış yolu kılar ve ona ummadığı yerden rızık verir.”
(İbn Mâce, Zühd, 24)
Bu hadis, ayetin neredeyse birebir açıklamasıdır. Resûlullah, Kur’an’ın özünü yaşayarak gösterdiği gibi, ümmetine de tevekkül ve takvânın karşılıksız kalmayacağını müjdeler.
4. Tevekkül: Sorumluluktan Kaçmak Değil, Sonucu Allah’a Bırakmaktır
Ayetin sonu şöyle der:
“Kim Allah’a tevekkül ederse, O ona yeter.”
Burada bir müjde daha vardır: Eğer sorumluluğunu yerine getirir, elinden geleni yaptıktan sonra Allah’a güvenip sonucu O’na bırakırsan; Allah senin arkanda olur.
▪ Risale-i Nur’da Tevekkül:
Bediüzzaman, tevekkülü şöyle açıklar:
“Tevekkül eden, saîd olur; itimat eden, emin olur.”
(Sözler, 23. Söz)
Yani tevekkül, pasif bir bekleyiş değil; aktif bir teslimiyet, iç huzurudur. Tevekkül eden insan, ne hırslıdır ne de ümitsiz.
5. Bu Ayet Bugünün İnsanına Ne Söyler?
🔹 Borç içinde boğulan birine: “Allah’tan kork, doğru yaşa, elinden geleni yap… Geri kalanı Allah’a bırak.”
🔹 Evlat isteyen bir çifte: “Takvâ ile sabret, dua et, Allah dilediği zamanda dilediği şekilde ihsan eder.”
🔹 Manevî boşlukta olan bir gence: “Rızkın sadece para değil. Umulmadık kapılar sana açılabilir. Sabret, Rabbine dön.”
Sonuç: Allah’a Güvenen Asla Kaybetmez
Talâk Sûresi 2-3. ayetler, imanı sadece inanç düzeyinde tutmayan, hayatın her anına yayan bir bilinç halini bizden ister. Takvâ ile yaşamak, sadece “haramdan kaçmak” değil, aynı zamanda Allah’la beraber olduğunu fark ederek yaşamak demektir.
Allah’a dayanan, yıkılmaz. Ona güvenen şaşırmaz.