Ölümün Sonrası: “Amel, Ölüyle Başbaşa Kalır”
  1. Anasayfa
  2. Hadis

Ölümün Sonrası: “Amel, Ölüyle Başbaşa Kalır”

0

Ölüm, her insan için kaçınılmaz bir sondur ve insan hayatının en büyük gerçeklerinden biridir. İslam, ölümün ardından başlayan süreci anlamamıza yardımcı olacak derin öğretiler sunar. Bu öğretiler, hem bireysel bir sorumluluk taşıyan insanın hem de toplumsal bir varlık olarak hayatını düzenleyen kişinin nasıl bir yaşam sürmesi gerektiğine dair rehberlik eder. Enes (Allah Ondan Razı Olsun)’dan rivayet edilen şu hadis, bu derin anlamı yansıtmaktadır:

“Ölüyü kabre kadar üç şey takib eder; çoluk çocuğu, malı ve ameli. Bunlardan ikisi geri döner, ameli ölüyle başbaşa kalır.” (Buhârî, Rikak 42)

Bu hadis, ölümün arkasında bıraktığımız şeylerin önemini ve nihayetinde amelin değerini vurgulamaktadır. Peki, bu hadisin anlamı nedir ve İslami öğretiler ışığında nasıl bir açıklama yapılabilir?

Ölümün Ardında Kalan Üç Şey: Çoluk Çocuk, Mal ve Amel

Hadiste geçen üç şey, insanın ölümünden sonra kabri ve ahireti süresince yanında kalan unsurlar olarak sıralanır:

  1. Çoluk Çocuk: Aile üyeleri, özellikle çocuklar, insanın dünyadaki en yakın ve en önemli bağlarını oluşturur. İnsan hayatta iken, ailesiyle birlikte yaşar, onların refahı ve mutluluğu için çalışır. Fakat ölüm, bu bağların sona erdiği noktadır. Çocuklar, mal-mülk gibi dünyevi değerler gibi geride bırakılır. Yalnızca dua ve hayırla anılma kalır.
  2. Mal: İnsan, hayatı boyunca kazandığı malı, mülkü ve servetiyle ilgilenir. Bu dünyevi kazançlar, ölümle birlikte kişinin elinden alınır. Sahip olduğu her şey, bir noktada başkalarına kalır. Ancak malın, kişiyle birlikte kabre gitmesi söz konusu değildir.
  3. Amel: İşte, insanın ölümünden sonra geriye sadece ameli kalır. Amel, insanın dünya hayatında gerçekleştirdiği tüm hayırlı işlerin ve eylemlerin toplamıdır. İbadetler, sadaka, dua, yardımseverlik ve genel olarak Allah’ın rızası doğrultusunda yapılan her şey, kişinin kabir hayatında onu takip eder. Amel, kişinin yalnızca kendisiyle kalan bir şeydir; o, kabre kadar gelir ve kabir hayatı boyunca kişiyle birlikte olur.

İki Şeyin Geri Dönmesi

Hadisin bir diğer önemli kısmı, “bunlardan ikisi geri döner” ifadesidir. Burada ifade edilen, çoluk çocuk ve malın geriye dönmesidir. Çünkü çoluk çocuk, ölüm sonrasında kişinin yanında olamayacak ve yaşadığı dünyada mal da başkalarına geçecektir. Ancak, insanın ameli, kişinin kabriyle baş başa kalan ve ölümden sonra da devam edecek olan yegâne şeydir.

Bu bağlamda, insanın ölümüne kadar kazandığı her şeyin bir sonu vardır. İnsanlar için en kalıcı şey, Allah’a olan kullukları ve bu dünyadaki eylemleri olacaktır. Her iki unsur da, ancak Allah’ın rızasına uygun şekilde, ihlâs ve samimiyetle yapılan ameller sayesinde gerçek anlamda ölümsüzleşebilir.

Kur’an ve Hadis Işığında Amelin Önemi

Kur’an-ı Kerim, kişinin amellerini sürekli olarak övmekte ve onları hayatın esasî hedefi olarak göstermektedir. Allah, insanın dünyadaki amellerini ahirette değerlendirecektir. İslami öğretiler, insanları sürekli olarak dünyada güzel işler yapmaya ve amellerini iyileştirmeye teşvik eder.

Örneğin, Nisa Suresi, 124. ayet şöyle der:

“Kim iyi bir iş yaparak mü’min olarak Allah’a teslim olursa, artık o kimse ne zulme uğrar ne de haksızlığa uğrar.”

Bu ayet, amellerin sadece Allah’a teslimiyet ile gerçekleşmesi gerektiğini, o amellerin de doğru ve güzel bir şekilde yapılması gerektiğini belirtmektedir.

Bir başka örnek ise Zilzal Suresi, 7-8. ayetlerinde yer alır:

“Kim zerre kadar hayır işlerse onu görür; kim de zerre kadar şer işlerse onu görür.”

Bu ayet, her küçük amelin bile büyük bir karşılık bulacağını belirtmektedir. Zerre kadar iyi bir iş, kişinin ölümünden sonra onun ebedi hayatına katkı sağlar.

Büyüklerin Sözleri ve İslami Perspektif

Büyük İslam âlimlerinden ve mürşitlerden de, amelin ölüm sonrasındaki önemine dair pek çok söz bulunmaktadır:

  • İmam Gazali (Allah Onun Ruhunu Şad Eylesin) şöyle der: “İnsanın ameli, onun en yakın dostudur. Ne kadar dürüst ve samimi olursa, o kadar sadık ve yardımcı olur.”
  • İmam Şafiî (Allah Onun Ruhunu Şad Eylesin) ise “Bir kişinin ameli, onu kabirde yalnız bırakmaz, onu azaplardan korur” diyerek amelin ahiretteki rolüne dikkat çekmiştir.

Bütün bu ifadeler, insanın yapacağı her türlü amelin, yalnızca dünyada değil, aynı zamanda kabir ve ahiret hayatında da en büyük etkisi olacağını ifade etmektedir. Amelin, kişinin en yakın arkadaşı ve sonsuza kadar onunla kalan bir şey olduğunun vurgusu yapılmaktadır.

Sonuç: Amel, İnsan İçin En Değerli Miras

Hadisin bize hatırlattığı en önemli nokta şudur: Ölüm, dünyadaki tüm dünyevi bağları koparacak bir olaydır; fakat yalnızca amel, insanın hayatındaki gerçek değerini belirleyecek bir ölçüdür. Mal, mülk, çoluk çocuk… Bunlar, geçici ve dünyaya ait unsurlardır. Ne var ki, insanın gerçekleştirdiği ameller, onu ahirette bekleyen gerçek yaşamın temel taşlarıdır.

Dolayısıyla her Müslüman, dünyadaki yaşamını Allah’ın rızasına uygun bir şekilde düzenlemeli, amellerini hayırlı kılmalı ve ölüme en iyi şekilde hazırlanmalıdır. Amel, kişinin yalnızca kendisini değil, tüm insanları ve toplumu etkileyecek bir unsurdur. Bu yüzden, her birimiz amellerimizi iyileştirmek ve Allah’a karşı sorumluluklarımızı yerine getirmek için çaba sarf etmeliyiz. Çünkü amel, ölümden sonra bizimle kalacak ve kabirde baş başa kalacağımız tek şeydir.

İlginizi Çekebilir

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir