Yalan Söylemek İle İlgili Hadisler, yalan söylemek, İslam dininde büyük günahlar arasında sayılmış ve birçok hadis-i şerifte bu konuya dikkat çekilmiştir. Aşağıda, yalanla ilgili bazı hadisleri ve kaynaklarını bulabilirsiniz:
Doğruluğun ve Yalanın Sonuçları: Abdullah İbnu Mes’ud (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:”Doğruluktan ayrılmayın. Çünkü doğruluk (insanı) iyiliğe, iyilik de cennete götürür. Kişi devamlı doğru söyler ve doğruluktan ayrılmazsa Allah katında ‘doğru/sıddîk’ olarak tescillenir. Yalandan sakının! Çünkü yalan (insanı) kötülüğe, kötülük de cehenneme götürür. Kişi devamlı yalan söyler, yalan peşinde koşarsa Allah katında ‘yalancı/kezzâb’ olarak tescillenir.”Kaynak: Müslim, Birr, 105.
Münafıklığın Alametleri: Ebu Hüreyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:”Münafığın belirtisi üçtür: Konuştuğu zaman yalan söyler, söz verdiği zaman sözünde durmaz, kendisine bir şey emanet edildiği zaman hıyanet eder.”Kaynak: Buhârî, İman, 24.
Yalanın Mübah Olduğu Yerler: Esma Bintu Yezid (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:”Ey insanlar! Pervanenin ateşe atılması gibi sizi yalanın peşine düşmeye sevk eden şey nedir? Halbuki, üç yer hariç yalanın her çeşidi Âdemoğluna haramdır: Bu üç yere gelince: 1. Erkeğin, rızasını sağlamak için hanımına yalanı, 2. Harpte söylenecek yalan. Çünkü harp bir hileden ibarettir. 3. İki Müslümanın arasında sulhu sağlamak kasdıyla söylenen yalan.”Kaynak: Tirmizî, Birr, 26.
Yalanın Kalbe Etkisi: İmam Mâlik’e ulaştığına göre, İbnu Mes’ud (r.a.) şöyle demiştir:”Kul yalan söylemeye ve yalan söyleme niyetini taşımaya devam edince bir an gelir ki, kalbinde önce siyah bir nokta belirir. Sonra bu nokta büyür ve kalbinin tamamı simsiyah olur. Sonunda Allah nezdinde ‘yalancılar’ arasına kaydedilir.”Kaynak: Muvatta, Kelâm, 18.
Yalan Yere Yemin Etmenin Cezası: Abdullah İbnu Mes’ud (r.a.)’dan rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:”Her kim Müslüman bir kimsenin malını koparmak için yalan yere yemin ederse, kıyamet gününde o, Cenâb-ı Hakk’ın gazabına uğrayarak Allah’a mülâkî olur.”Kaynak: Buhârî, Büyû’, 24.
Yalanın Günahı: Ebu Hureyre (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:”Kim bile bile bana yalan nisbet ederse ateşteki yerini hazırlasın.”Kaynak: Buhârî, İlm, 38; Müslim, Mukaddime, 1.
Yalanın Toplumsal Zararları: Behz İbnu Hakim (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:”Yazıklar olsun o kimseye ki, insanları güldürmek için konuşur ve yalan söyler! Yazık ona, yazık ona!”Kaynak: Ebu Davud, Edeb, 88; Tirmizî, Zühd, 10.
Çocuklara Yalan Söylemenin Sakıncası: Abdullah İbnu Amir (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, bir gün Resûlullah (s.a.v.) evlerinde otururken, annesi onu çağırmış ve “Hele bir gel sana ne vereceğim!” demişti. Resûlullah (s.a.v.) annesine, “Çocuğa ne vermek istemiştin?” diye sordu. Annesi, “Ona bir hurma vermek istemiştim.” deyince, Resûlullah (s.a.v.) şöyle buyurdu:”Dikkat et! Eğer ona bir şey vermeyecek olursan, üzerine bir yalan yazılacak!”Kaynak: Ebu Davud, Edeb, 88.
Yalanın İmanı Zedelemesi: Safvan İbnu Süleym (r.a.)’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah (s.a.v.)’a:
– “Mü’min korkak olur mu?” diye soruldu. “Evet!” buyurdular.
– “Peki, cimri olur mu?” dediler, yine “Evet!” buyurdular.
– “Peki, yalancı olur mu?” diye sorduklarında ise, “Hayır!” buyurdu.
Kaynak: Muvatta, Kelam, 18.
Bu hadislerden açıkça anlaşılmaktadır ki, yalan söylemek büyük günahlardandır ve münafıklık alametlerinden biridir. Aynı zamanda insanın kalbini ve imanını zedeleyen, toplumu bozan bir kötü huydur. Resûlullah (s.a.v.), yalanın yalnızca üç durumda mübah olabileceğini belirtmiştir: Savaşta düşmanı aldatmak, iki Müslüman arasında barışı sağlamak ve eşler arasında sevgi bağını korumak. Bunun dışında yalan söylemek, büyük bir ahlaki ve dini zaaf olarak görülmektedir.